Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Önüme bakarak, hiç konuşmadan yürüyorum. Aslında bir şeyler söylemek istiyorum ama söylediklerimi çoğu zaman anlamsız buluyor ya da tamamen alakasız cevaplar veriyor. O yüzden susmayı tercih ediyorum. Gündelik hayatla ilgili bir şeyler anlatıyor. Ara sıra kafamı kaldırıp ona doğru bakıyorum, hafifçe gülümsüyorum. Hava bir hayli soğuk. Elimi paltomun ceplerine sokuyorum, belki koluma girer diye. Akşam üzeri, hava henüz kararmamış. Dar bir sokaktan geçiyoruz. (fotoğraf: http://www.flickr.com/photos/lipsvago/441777466 )

Çocukluğumdan

Çocukluğumda babam, maaşını aldığı gün bizi bir restoranda yemeğe götürürdü. Sadece ayın bir günü dışarıda yemek yerdik. Hepimiz çok özel bir davete gidiyormuş gibi şık giyinirdik o gün. Çocukluğumu geçirdiği yerler genellikle küçük şirin ilçeler olduğu için öyle çok lüks restoranlar yoktu. Biraz kalbürüstü kebap salonları vardı. Keşan'da olduğumuz yıllarda genellikle Lalezar adındaki restorana gittiğimizi hatırlıyorum. Yemekten önce tereyağı ve kabarık sıcacık bir pide gelirdi ikram olarak. Annem hemen küçük parça pidelerin üzerine tereyağı sürüp bize verirdi. Tereyağının sıcak pide üzeride erimesini izlemeye bayılırdım. Ablam ve ben de dışarıda yemek yemeyi çok severdik ama bu olayı en çok annem severdi sanırım, ayın diğer günleri evde yemek yapmak zorunda olduğu için. Tabi babamın nöbetçi olduğu günleri saymazsak. Babam bir asker olduğu için her ay 5-6 gün gece nöbete kalıp eve gelmezdi. O günler annem de yemek yapmaz, akşam yemeğini kahvaltılıklarla geçiştirirdi. Buna biz de (a